Lost Wiki
Advertisement

Benjamin "Ben" Linus, ABD'de ABC kanalında yayınlanan televizyon dizisi Lost'un kurgusal karakterlerinden biridir. Canlandıran oyuncu Michael Emerson'dur.

İlk baştan üç bölümde yer alması düşünülmüştü; fakat yapımcılar ondan öyle etkilendiler ki, 5 bölümde daha yer almasına karar verdiler. 3. sezonda dizinin daimi karakterlerinden biri haline geldi. Çok iyi yalan söyleyebilen bir kişiliktir. İstediği insana istediği şeyi konuşarak yaptırabilir.

Kendini ilk önce adaya paraşütle düştüğünü söyleyen Henry Gale kimliği ile tanıtmıştır. Ancak bunun bir yalan olduğu kazazedelere kurduğu tuzakla ortaya çıkar. Diğerleri'nin lideri olan Ben, adada doğduğunu ve tüm hayatı boyunca bu adada yaşadığını iddia eder. Ancak bu da bir yalandır. Doğum yeri Portland, ABD'dir. Babası Roger Linus, annesi Emily Linus'tur. Annesi, hamileliğinin 7. ayında Benjamin Linus'ı yol kenarında doğururken ölmüştür. Annesi ölürken bebeğin isminin Benjamin olmasını Roger'dan istemiştir. Roger Linus, daha sonraki yıllarda iş bulmakta zorluk çeker. Benjamin Linus'ın doğumu sırasında yoldan geçerken onları farkederek yardım eden Horace Goodspeed, daha sonra Roger Linus'a adada iş teklif eder.

Roger Linus, adada işçi olarak çalışmaya başlar. Adadaki çalışma pozisyonundan şikayet etmektedir ve adaya hademelik yapmak için gelmediğini söylemektedir. Benjamin'i, doğum sırasında kaybettiği Emily'i öldürmekle suçlar. Her sene Benjamin'in doğum günlerini unutmaktadır. Bir doğum gününde Benjamin'in adaya ilk geldiği gün tanıştığı arkadaşı Annie, Benjamin'e iki tahta oyuncak bebek gösterir. Bunlardan birini Ben'e hediye eder ve böylece onlar asla ayrılmayacaklarına inanırlar. Ben bu hediyeyi hayatı boyunca saklar.

Babası Benjamin'in bir doğum gününde ilk kez ona annesi öldürmekle suçlayınca Benjamin ormana gider ve annesinin hayalini görür. Annesi Ben'e güvenlik çitlerini geçmeden "daha zamanı değil" der.

Başka bir sefer gidişinde ise çitleri gerekli kodu girerek aşar ve burada Richard Alpert ile karşılaşır. Richard, Dharma girişimiyle savaşan Saldırganlar diye adlandırılan grubun bir üyesidir. Benjamin, Richard'a, Dharma Girişimi'nden nefret ettiğini ve Saldırganlar adlı gruba dahil olmak istediğini söyler. Richard ise eğer bunu gerçekten yapmak istiyorsa çok sabırlı olması gerektiğini söyler.

Yıllar sonra Ben de işçi olarak Dharma Girişimi bünyesinde çalışmaya başlar. Yine Benjamin'in bir doğum gününde Baba-oğul Linus'lar İnci İstasyonu'na teslimat yapmak için minibüsle giderler. Ben, babasını gaz maskesi giydikten sonra zehirli gaz ile zehirler. "The Barracks" diye tabir edilen kışla'ya, yani Dharma üyelerinin yaşadığı yere geri dönünce tüm Dharma üyelerinin öldüğünü ve Saldırganlar olarak tabir edilen grubun buraya girdiğini görür. Saldırganlar ayakkabi giymezler ve eski elbiseler giymişlerdir. Seneler sonra bahsedilen minibüs Hurley tarafından bulunur ve çalışılır duruma getirilir. Daha sonra bu araba 3.sezonun son bölümünde diğerlerinden birkaçını öldürmek için kullanılır.

Benjamin daha sonraları Diğerleri grubunun uygulamada lideri konumuna yükselmiştir. Juliet Burke, her ne kadar kararların ortak verildiğini Jack'e söylese de, Diğerleri Grubunda Ben'in tartışılmaz bir otoritesi vardır. Çünkü o, Jacob ile iletişime giren tek kişidir.

815 sefer sayılı Oceanic uçağı düşmeden 2 gün önce, 20 Eylül 2004'te, Ben'in belkemiğinde önemli büyüklükte bir tümör Juliet Burke tarafından saptanır. Uçağın düşüşüyle Ben, Goodwin'i kuyruk kısmına, Ethan'ı ise uçağın düşen orta bölümündeki kurtulanlar olup olmadığını öğrenmek için görevlendirir. Goodwin'in bu iş için görevlendirilmesindeki en büyük neden, onun Juliet Burke'e duyduğu büyük aşktır. Juliet'in Goodwin'den ayrılması için her şeyi yapmaya hazırdır, çünkü içten içe Juliet'i sevmektedir.

Bir çok dil bilen Benjamin Linus'ın bildiği diller arasında Türkçe ve Arapça da vardır. Hatta dizinin flashback sahnelerinden birinde Sahara Çölü'ndeyken iki adet atlı teröristle Türkçe konuşarak anlaşmaya çalışması çok tartışıldı.

4.sezonun sonunda Orkide İstasyonunda çeviridiği çark onu zamanda ve mekanda yolculuğa çıkarmış, yaklaşık 10 ay sonrasına, 2005'in Ekim ayına ve Tunus çölüne gider. Kendisini yakalamak üzere olan iki atlıya birkaç dilde seslendikten sonra "Türkçe biliyor musunuz?!" diye bağırır.

Kızı olarak tanıdığımız Alex ise, 4.sezon devam ederken Charles Widmore tarafından adaya gönderilen ve asıl amacı Benjamin Linus'ı yok etmek olan, ancak "kurtarma ekibi" diye bilinen kişiler tarafından öldürülmüştür. Bir daha adaya asla kendi başına dönemeyecektir. 5.sezonun işlendiği 2007 yılında, Ajira havayolları 316 sefer sayılı Los Angeles-Guam uçağına Jack, Kate, Hurley, Sun, Sayid ve o sırada uçağı uçurmakta olan Frank Lapidus ile dönerler. Uçak adaya düştüğünde iki farklı zaman dilimi ortaya çıkmıştır. Jack, Sayid, Kate ve Hurley 30 sene öncesine, 1977'ye dönerler; burada Sawyer, Juliet, Jin'in başı çektiği grubun yanına giderler. Ben, Sun ve Lapidus ise herhangi bir zaman yolculuğuna girmezler ve 2007 yılında devam ederler.

1977'deki zaman diliminde Benjamin Linus'ın çocukluğunu görüyoruz. Dharma Girişim tarafından Diğerleri'nden biri olduğu sanılan ve hapse atılan Sayid'e yemek veren Benjamin, aynı zamanda onun kaçmasına da yardım eder. Bunun sebebinin Ben'in de Sayid'i Richard Alpert'ın grubundan sanması, ve kendisini Diğerleri'nin yanına götüreceğini düşünmesidir. Ancak Sayid, Benjamin Linus'un 28 sene sonra 2005'te adadan ayrıldıktan sonra kendisini bulup tetikçi olarak kullanacağını bildiğinden, o anda herşeyi bitirmeye karar verir ve Ben'i vurur. Ben ağır yaralı olarak Jin tarafından bulunur ve Dharma Girişim'e getirilir. Juliet onu tedavi etmeye çalışır, Kate onu Richard Alpert'ın yanına götürmek ister. Sawyer da ona yardım eder ve Ben, Diğerleri'ne götürülür.

2007'deki zaman diliminde ise, Ajira uçağı Hydra adasına düşmüştür. Öldü sanılan ve cesedi uçakta taşınan John Locke'un da yaşadığı görülür. Sun ve Lapidus Hydra adasından esas adaya giderler, Ben ve Locke da arkalarından adaya gider. Tapınak'ı ziyaret eden Ben, burada kızı Alex'in ruhuyla karşılaşır. Alex onu lanetler, Locke'un sözünü dinlemesini öğütler. Sun, Ben, Locke ve Alpert'tan oluşan bir grup oluşturulur. Richard Alpert, grubu, adada bulunan 4 ayak parmaklı yıkılmış heykelin (1977'de sağlam durumda olan) içinde yaşayan Jacob'a götürür. Ben, Locke'ın gözleri önünde Jacob'ı öldürür.

Özlü sözü: I always have a plan (Daima bir planım var)

Advertisement